ince & günce
![]() |
Luna Jovanovic |
bana heybenden farkındalık bırak, öylece kaybol ışığında. canım, neden canıma tak ediyorsun. ince bir günce yazsaydın aramızdaki kırılmış dalları tolere ve onore edebilirdim. şimdi canına taktığın onca şeyi bir şemsiye altında söylemektesin. bırak yağsın bana varlığının her zerresi, var olmayı ve yok olmayı deneyimleyeyim. tak canını canıma, can ne değildir bileyim.
gece.
bulunduğunuz kabın şeklini aldığınızı imgelediniz mi hiç? ya da bir kalıbın içine sığamadığınızı. bu her ne ise iki taraflı bir durum ve sizi akışkan etmekten öte geçemiyor. öfke, kalıp, içine sığmayan bir duygu durum, hırs ve şeytanîlik. aile ve çevre etkisiyle edindiğimiz travma ve gülünçlükler. sırf sizi siz yapacak diye başınıza gelmeyenin dahi gelmeye olan cüreti. sizi ham halinizle izlemiş ve hep ön yüzünüzden okumuş kişiler, bu kalıbın size ne yaptığını bilemeyebilir. hoştur, siz de kendinizi hep ön yüzünüzden okumak isteyeceksinizdir. dilemma*
gündüz.
insan bir ağaç gibi kökünden sökülür ve kendisiyle karşılaşmak üzere uzaklara, öteki sahillere savrulur.
yaşadığım onca şey, bana sevgi ve ilgi açlığından başka bir şey vermedi. yaşamadığım onca şeye, sevgi ve ilgi açlığım ile sahip olacağımı sanıyorum. durdurmak istediğim her şekil, hareket ve her kor, bir yerlerde belirmek üzere bekliyor olacak. hızla yanan öfke ateşi, beni yakmadan sönmeyecek. idrak saatleri bunlar. sen kendini yenmeden, dünya sana sahnelenmeyecek. kendin olmaktan vazgeçmek zorunda kaldığın her yer, sana en büyük ecri verecek. bildiniz mi hiç. güzelliğin açamadığı hiçbir kapı yoktur. ve kendinizden ödün vermedikçe güzel olamazsınız. en ufak gruplar bile, sizde basit bir güzelliğin olup olmadığı konusunda ardınızdan koşacak. çevir çarkı, en büyük kurnaz aramızda yaşıyor.
Comments